Kir M, Saylam GS, Karadas U, Yilmaz N, Çakmakçı H, Uzuner N, Güzeloğlu M, Ugurlu B, Oto Ö.Pediatr Cardiol. 2012 Apr;33(4):607-17. doi: 10.1007/s00246-012-0187-x.
Özet
Bu çalışmada başvuru semptomlarını, görüntüleme yöntemlerinin etkinliğini ve damar halkalarının cerrahi tedavisini değerlendirmeyi amaçladık. Üçüncü basamak bir sevk merkezinde 10 yıllık bir süre boyunca 44 hastanın (32’si ileriye dönük olarak kaydoldu, 12’si geriye dönük olarak incelendi) verileri analiz edildi. Bu hastalar, sol aort arkı ve aberran sağ subklavian arteri olan 25 hastayı, sağ aortik arkı ve Kommerell divertikülünden kaynaklanan sol subklavyen arteri olan 13 hastayı, sağ aortik arkı ve aberran sol subklavian arteri olan 1 hastayı, 3 hastayı içermektedir. çift arkus aortik ve 2 pulmoner askılı hasta. 25 hastada solunum semptomları, 6 hastada disfaji saptandı. Beş hastada refleks apne, siyanoz, senkop atakları ve egzersize bağlı hışıltı gibi atipik semptomlar kaydedildi. Hastaların %41’inde eşlik eden konjenital kalp defektleri tespit edildi. Baryumlu özofagografide tanı verimi %95,23, ekokardiyografide %54,54, bilgisayarlı tomografide ise %66,66 idi. Anatomi hastaların %97,43’ünde manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve %90,5’inde anjiyografi ile doğru olarak belirlenebildi. Ameliyat edilen 30 hastanın ortalama 25±33,5 aylık takip süresi boyunca %80’inde semptomlar tamamen düzeldi. Atipik semptomları olan bebeklerde damar halkaları gözden kaçırılmamalıdır. Yazarların tercih ettiği tanısal prosedür MRG’dir çünkü anormal vasküler yapılar, trakea ve özofagus arasındaki ilişkiyi tanımlamada anjiyografiden daha üstündür.